Ne Yapalım? Bir şekilde sabahları saat 6’da kalkmamız gerekiyor çünkü New York üç, Texas iki saat ileride bize göre. Bir de bu saatte kalkıp mülakata girmek var. Daphne, son iki günde, Money B ve daha sonra Big Baby Glen Davis mülakatlarına katıldığı için Robert Davi’ninkinde bulunmak da bana kaldı.

Bugünlerde 24 meşhur ile şimdilik radyo programlarına dahil olduğumuz için her şeye biraz daha fazla kafa yormamız gerekiyor. Ne de olsa bu meşhurlarla birlikte bir belgesel yaptığımız konusu bir yanda, bir de her gün kızışarak bir sona ulaşacak olan 2020 seçimleri takip etmemiz gerekiyor. Örneğin, Başkan Trump’ın bizi ilgilendirebilecek bir demeçte bulunup bulunmadığı çok önemli oluyor bu mülakatlar öncesinde zira bizlerin söyleyeceği şeylerin onunki ile uyuşması gereği var.

Bir de birlikte mülakata dahil olduğumuz meşhuru hesaba katmak gerekiyor. Gerçi onlarla bu belgeselden dolayı girmiş olduğumuz ve hala devam eden ve daha da devam edecek gibi görünen ilişkilerin hassasiyetine dikkat etmek gerekiyor. Örneğin, diğer gün, her ne kadar o mülakatta da Daphne olmasına rağmen, Kristy Swanson ile bir saatten fazla telefonda kaldım. İlişkilerimizin geldiği nokta artık onlara daha fazla zaman ayırmamızı hem normal ve hem de gerekli kılıyor.

Robert ile mülakat öncesinde ve sırasında benim fazla temasım yoktu. Dolaysıyla, onunla belgeseli tanıtmak maksadıyla radyo programına benim katılmam gerekince derhal hakkında yeni bir şeyler daha edinmem elzem oldu. Zira, radyo programının girişinde ben, yayımcı ve bu kişilerin dostu olarak, ilk konuşan oluyorum. Bu tabii ki bir de benim çenemi tutamamamdam kaynaklanıyor. Ancak öte yandan ben programa soğuk başlanmasını sevmem ve bu riski almamak için havayı derhal yumuşatıp konuşulması gerekli konuya yönlendiririm herkesi ki fırsat da boşa gitmesin.

ROBERT DAVI, A EUROPEAN WITH TURKISH CONNECTION

Robert’a Türkiye’den bahsetmedim bu programda çünkü konu Trump, Amerika ve Hollywood idi. Dinleyiciler de, Amerikalı muhafazakârlar olarak, bu belgeselde ne olup bittiğini güvendikleri birinden almayı yegliyorlardı. Biz de konuya, Naziler ve Sovyetlerden bahsederek başladık ve Amerika’nın başına Avrupa’dan gelen belaya odaklandık. Öyle ki, Robert da benim gibi, Amerika’nın sorunlarının Amerika’dan nefret edenlerden kaynaklandığına odaklanıyordu.

Robert bir İtalyan kökenli Amerikalı olarak, Türk kökenli benimle “sol” kafalılara karşı hemfikirdik. Trump gibi. Mülakatı yapan Greg Young gibi. Yarım saat sonra bir başka radyo programında buluşmak üzere ayrıldık. Bir kez daha hangi radyo programıninda Robert ile bir araya gelme fırsatımız olur bilemem ancak onunla Beyaz Saray’da bir araya gelmemiz hiç de uzak bir olasılık değil. Oraya en azından fotoğraf çektirmeye gideceğiz ve o fotoğrafta yalnız ikimiz olmayacağız. Yakında herkes önce duyar sonra fotoğrafa da bakar, mutlaka, tekrar, tekrar!